Kristal Yapılar
Bir önceki
yazımda kaleme almış olduğum malzeme gruplarının kafanızda tam olarak
oturduğunu düşünmekteyim. Fakat malzeme biliminin temeli olarak nitelendirdiğim
kristal yapılara o yazımda yer verememiştim. Yine her zamanki, öncelikle tanımları,
terimleri ve modelleri kafamızda iyi modellemeliyiz.
Kristal
yapı ne demektir? Buyurun aşağıya..
- Kristal Yapı
Kısa bir tanım
yapmak gerekirse, katıların atomları arasında görülen tekrarlayan düzen
diyebiliriz. Doğru fakat yetersiz bir tanımdır. Ben bu terimi tanımlarken,
kafamda kurmuş olduğum bir modeli size aksettirmek istiyorum.
1000 kişilik
bir öğrenci kafilesi düşünelim. Bu kafilenin içinde illaki sıkı dostların
olduğu ufak gruplar, bunların oluşturduğu nispeten daha büyük sınıflar ve
sınıfında oluşturduğu nihayetinde 1000 kişilik bir kafile mevcut olsun.
Örneğin, bir sınıf 20 kişilik olsun. Bu da kafile içerisinde 50 sınıf olduğunu
gösterir. Her sınıfta gelişi güzel şekilde gruplaşmış 4,5 ve 6 şar lı küçük
gruplar mevcut olsun. Beden eğitimi öğretmenleri düdük çaldığında, bu kafile
hizalansın. Bir otorite üzerilerindeyken herkes aynı şekilde, kusursuz bir
şekilde sıralanacaktır. Baktıkları yön ve aralarındaki mesafeler belirli
olacaktır. 4 sıra oluşturup uzun ipler şeklinde veya 10 sıra oluşturup bir kare
şeklinde dizilebilirler. Fakat bu kusursuz düzen, başlarında beden eğitimi
öğretmenleri varken geçerlidir. Öğretmenleri onları serbest bıraktığında, bu
kafile öncelikle sınıflarına ayrışacak, sonrada kendi küçük arkadaş gruplarınca
kümeleşecektir. İki farklı duruma yukarıdan bakıldığında, öğretmen varken
mükemmel bir düzen varken, öğretmen gittiğinde, çarpık, kısmen düzenli, yakın
mesafelerde düzenli fakat uzak mesafelerde düzensiz bir şekil görülecektir.
İşte katılarda
aynı şekildedir. Eğer otoriteyi sağlayıp, sıcaklığı ve basıncı doğru kontrol
edebilirseniz, mükemmel dizilime geçerler. Aksine onları başı boş bırakırda bir
yapı oluşturmalarını beklerseniz, kısa mesafede düzenli –bazıları uzun mesafede
de düzenli- ama uzun mesafede düzensiz yapılarla karşılaşırsınız. Eğer katınız,
kısa mesafede düzen kurmakta kısmen başarılı fakat uzun mesafelerde yetersiz ve
kendini tekrarlayan yapılar oluşturamıyorsa, amorf katıdır. Ama amorf katının
aksine, mikroskobik incelemeniz sonucunda, kendini tekrarlayan, atomlar arasında
aynı mesafe bulunan ve belirli bir geometri oluşturan yapı müşahede
ediyorsanız, katınız kristal yapılıdır.
Kristalin
malzemeler, belirli bir geometride, atomları belirli mesafelerde duran element
ve bileşiklerdir. Katı halde bulunurlar. Kristal yapıya sahip olan katılar,
metaller, seramikler, bazı polimerler ve yine bazı camlardır. Camları
seramiklerden ayrı olarak nitelendirdim çünkü camlar kısa düzene sahip
olmalarına karşın, uzun mesafeli düzene sahip değillerdir. Oysaki, çoğu seramikte kristalite görülür.
- Kristal Yapı Çeşitleri
Kristalitenin
keşfi maden ve mineral bilimine dayanmaktadır. Metal, metal oksit ve
hidratların mineral halde olduğunun keşfini takip etmiştir. Kristaller ve
kristallerin belirli bir oryantasyonda olduğu İngiliz mineralog William
Hallowes Miller tarafından 1832 yılında bulunmuştur. Miller, mineralleri
incelerken, belirli bir ufacık yapının sürekli tekrar ettiğini fark etmiştir.
Bu en küçük tekrarlayan yapıya “birim hücre” demiştir. Ve bu birim hücrelerin 3
boyutlu olarak kendini tekrarlamasıyla katıda bir düzen oluştuğunu ortaya
koymuştur. Ayrıca, bu birim hücrelerin karakteristik özellikleri vardı ve her
biri farklı minerallere aitlerdi. Miller, hangi mineralin hangi kristal yapıya
sahip olduğunu bildiğinden, mineralin teşhisi çok çabuk yapabiliyordu.
Miller’in çalışmalarından etkilenen Auguste Bravais 1850 yılında yayınladığı
makalesi ile, 7 adet temel birim hücreyi ve bunların mineralden minerale
değişmediğini sadece birim hücrenin bir ve/veya başka ölçülerinin değiştiğini
ortaya koydu.
Bravais’in
buluşu doğruydu. 7 adet birim hücre tüm kristal katılar için geçerliydi. Fakat
bunların kendi alt kümeleriyle olan kombinasyonları ve her birim hücrenin ölçü
farkı vardı. Bu da her kristalin adeta bir kimyasal etiketiydi. Günümüzde kabul
gören ve defalarca ispatlanan “Kristalite Kanununca” temelde 7 , bunlarında
kendi içinde kombinasyonlarıyla 243 birim hücre gözlenmiştir.
7 adet temel
birim hücreyi, basit kübik, triklinik, monoklinik, ortorombik, rombohedral,
tetragonal ve hegzagonal olarak yazabilirim. Bu 7 adet temel birim hücrenin,
hacim merkezli, yüzey merkezli, taban merkezli olanlarıyla birlikte, 14 adet
Temel Bravais Hücresi tanımlayabiliriz. 14 adet Temel Bravais Hücresi
aşağıdadır.
(Kaynak : Callister,
Jr., Willam D. (2007) (İngilizce). Material Science and Engineering: An
Introduction. ABD: John Wiley & Sons, Inc.. 978-0-471-73696-7.)
Yukarıda gördüğünüz tabloda belkide aklınıza gelmeyen bir soruyu size yöneltmek istiyorum. 7 adet kafes mevcut. 4 adette Bravais kafesi mecvut. Her 7 birim hücrenin 4 adet Bravais kafesi olsaydı, 28 adet farklı dizilimde temel birim hücre olacaktı. Neden 14 adet var?
Görüldüğü üzere hacim merkezli, yüzey merkezli, taban merkezli gibi Bravais kafesleri, hegzagonal, rombohedral ve triklinik yapıda yoktur. Çünkü, eğer bu 3 temel hücrede herhangi bir Bravais yapısı olsaydı, bu yapılar geriye kalan 4 tane temel kafeslerden birini tekrarlayacaktır. En küçük kafesi temel aldığımızdan dolayı, Bravais kafesleri tüm temel kafesler için mümkün değildir. Çünkü kendinden küçük ve daha basit bir yapı oluşturacağından, kendisi Bravais kafesi sayılamaz.
Görüldüğü üzere hacim merkezli, yüzey merkezli, taban merkezli gibi Bravais kafesleri, hegzagonal, rombohedral ve triklinik yapıda yoktur. Çünkü, eğer bu 3 temel hücrede herhangi bir Bravais yapısı olsaydı, bu yapılar geriye kalan 4 tane temel kafeslerden birini tekrarlayacaktır. En küçük kafesi temel aldığımızdan dolayı, Bravais kafesleri tüm temel kafesler için mümkün değildir. Çünkü kendinden küçük ve daha basit bir yapı oluşturacağından, kendisi Bravais kafesi sayılamaz.
Tüm bu kristallerden farklı olarak, evlerimizde ve hayatımızda bir çok alanda kullandığımız cam ( amorf silisyumdioksit) herhangi bir düzene sahip değildir. Onunda kristal düzeni aşağıdadır.
Tabi ki tüm bu hücrelerden farklı
özel olarak tanımlanan hücrelerde mevcuttur. En çok bilineni ve bence en önemli
olanı “diamond cubic” olarak tanımlanan, tetrahedral –düzgün dört yüzlü-
adıylada bilinen yapıdır. Elmas tipi kristaldir. Kalkinojen grubu elementleri (
IV A) Elmas tipi kristal oluşturur. Örneğin, Metan (CH4), Elmas (C), Si, Ge.
Tetrahedral
yapıdan farklı olarak bilinen 3 önemli yapıyı daha arz edeyim. “Zinc Blend”
(ZnS) , Perovskite (CaTiO3 , BaTiO3) ve Rutil (TiO2) .
Bu 4 özel
yapınında şematik gösterimleri aşağıdadır.
Perovskite
Diamond Cubic (Tetrahedral)
Rutile
Katıların,
kristal ve kristal olmayan olarak iki sınıfta ayrıldığını dile getirdim. İlk
başta vermiş olduğum “kafile” modelinin bu konuyu daha kolay anlaşılır hale
getirebileceğini düşünüyorum. Tekrarlıyorum, sadece resimleri başka
kaynaklardan almaktayım. Tüm çalışmalarım, yazılarım ve modellerime şahsıma
aittir. Sizleri daha fazla sıkmamak adına ve kristal hatalarınında çok detaylı
ve önemli olması nedeniyle “kristal hataları” adlı yazımı haftaya bırakıyorum.
Takipte kalınız.
Okan Gençoğlu
Malzeme Bilimi ve
Mühendisliği Öğrencisi
Mühendisliği Öğrencisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder