Kristal Kusurları
Bir önceki yazımda kaleme almış
olduğum kristal yapıları ve kurguladığım beden eğitimi öğretmeni modelimi iyi
anladığınızı düşünmekteyim. Bu yazımda ise, kristal halde bulunan katıların
yapılarındaki kusurları anlatacağım.
Beden eğitimi öğretmenleri düdük
çaldığında düzgün dizilen 1000 kişilik öğrenci kafilemizi tekrar ele alalım.
Tekrar düdüğü çalalım. Fakat bu defa birbiriyle anlaşamayan küçük öğrenci
gruplarını birbirlerine yakın tutalım. Düdüğün çalmasıyla, sıraya geçmeleri
mecburi oluyor. Fakat birbirlerine fazlada yaklaşmak istemiyorlar. Aralarında
husumet olan bu küçük gruplar farklı yönlere bakarak dizilsinler. İşte bu
yapıyı, kristal katılarda tane oryantasyonu olarak tanımlayabilirim. Bu
bölgeler yapıdaki diğer bölgelere göre daha zayıftır. Şöyle düşünün, aralarında
husumet olan küçük grupların birbirinden uzak durması ve farklı yönlenmesi
esnasında, bir kuvvet o bölgeden bir öğrenciyi çekerek çıkarmaya çalışsa, ona
pek kimse yardım etmez. İşte malzemelerde de aynı durum söz konusudur. Bir yük
altında stres tane sınırlarında odaklanır ve taneleri zorlayacak kuvvetler
oluşturur. Taneler farklı yönlere baksalarda, kendi içlerindeki istiflenmeleri
ve düzenleri homojendir.
Tane ve tane sınırları aslında
birer kusurdur. Çünkü sıcaklığı ve soğutma hızını düzgün ayarlayabilirseniz ve
bazı özel metotlar kullanırsanız, katılar tek kristal hale geçecektir. Ama bu
özel şartları sağlamadan, katılaşmayı beklerseniz, yapıda taneler ve tane
sınırları olacaktır. “Peki ya diğer kusurlar nasıl modellenebilir ?” diyor
gibisiniz. Herkes malzeme mühendisi değil. Olmak zorunda da değil. Blogumu
yazarken ki amacım, herkesin bu konuları anlayabilmesiydi. O yüzden sürekli
olarak kendi ürettiğim modellerimi anlatıyorum.
(Taneler içerisindeki atomların farklı oryantasyonu)
(Taneler ve Tane Sınırları)
·
Kristal
Kusurları
Malzeme biliminde, kristal
kusuru, mükemmel bir düzende –kendini tekrarlayan- hata oluşturan noktalar,
çizgiler ve bölgeler olarak bilinirler. Diğer adları, dislokasyondur. 3 adet
temel kristal kusuru vardır. Tane sınırları bu yapılara ait değildir. Fakat
yukarıda tane ve tane sınırlarınında aslında birer kusur olduklarını
anlatmıştım.
Noktasal kusurlar olarak bilinen boşluk dislokasyonları en basit
kusurlardır. Örgü içerisindeki bir atom veya iyonun olmayışı veya kendine ait
olmayan bir yerde bulunma durumudur. (Bkz. : Schottky, Frenkel defect)
Genellikle zararlı olamazlar. Basit kusurlardır.
Çizgisel kusurlar malzemenin dayanımını doğrudan etkileyen
kusurlardır. Bunlara çizgisel dislokasyonlar denir. 2 türü vardır. Birincisi
kenar dislokasyonu, ikincisi ise vida dislokasyonu.
Kenar dislokasyonunun adı, sürekli olarak kenarlara dışarlanması
sonucu hareket etmesinden gelir.
Vida dislokasyonu ise,
bir üstteki düzleme taşınarak ilerler. Bu yüzden adeta bir vida gibi adım adım
çıktığı varsayılır ve vida dislokasyonu denilir. Bir çizgisel dislokasyonda,
örgü içerisinde bir hat ya tamamen yoktur, ya çarpıktır, ya da atomlar
birbirlerine olması gerekenden uzak veya yakındır. Vida dislokasyonuda aynı
şekilde bulunur. Aralarındaki tek fark ilerleme yönlerinin farklı olmasıdır. Bu
ilerleme yani kayma yönlerini tayin eden vektöre “Burgers Vektörü” denir.
Hacimsel veya Kütlesel kusurlar olarak
bilinen dislokasyonlar ise, üretim esnasında özellikle de döküm esnasında
ortaya çıkarlar. Malzemeyi kullanılamaz hale getirebilecek kusurlardır. Örneğin,
dökümde eriyik metal içerisinde gaz kabarcığı kalırsa, o bölgede yüksek enerji
depolanacaktır ve adeta bir kitle olacaktır. Bu da o noktayı zayıf hale
getirir.
Arayer ve Yer alan olarak bilinen durumlar ise, aslında birer kusurdur. Çünkü kendi kafesi içerisinde düzgün dizilen bir metale kendi atomundan farklı başka bir metal atomu eklerseniz -alaşımlama- matriks metalin kafes yapısında çarpılmalara sebep olursunuz. Matirks metalinkinyle eklenen metalin atom yarıçapları yakın ise, Yer Alan (substitutional atom) atomu olarak tanımlanır. Eğer ilave edilen metalin veya ametalin yarı çapı matriksinkinden ciddi oranda küçükse, ilave edilen metal atomları kafeslerde araya sıkışır. Buna da arayer atomu denir.
Daha
önceden olduğu varsayılan bu kusurların ilk teşhisi ancak TEM’in (Transmission Electron Microscope) 1930
yıllarda icadıyla yapılabildi. Aşağıda çizgisel kusurlar, boşluk kusurları, vida kusurunu ve Arayer - Yer alan atomlarını görebilirsiniz.
(Vida Dislokasyonu)
(Çizgi Dislokasyonu)
(Burgers Vektörü)
(Frenkel, Schottky, Yer alan ve Arayer Atomları)
·
Kristal
Kusurlarının Faydaları
Evet, başlıktaki tezatın
farkındayım. "Bir kusurun nasıl faydası olabilir?" sorusunu sorduğunuzu
duyar gibiyim. Fakat mükemmel kristal düzene -yaklaşık mükemmel- sahip
malzemelerle yapılan mekanik testler sonucunda, aynı malzemenin kusurlar
içerenine göre çok daha az dayanım gösterdiği saptanmıştır. Bunun sebebi, bir
gerilme altında kaymaya başlayan atomların ve düzlemlerin serbestçe hareketine
devam edebilmesidir. Eğer siz bu kayan düzlem ve atomların önüne kusurlar,
ikinci tür partiküller -safsızlık- çıkarırsanız, kayma hareketini zorlaştırır
veya engellersiniz. Bu yüzden mukavemette artış gözlemlenir.
Bu kitap bilgilerinin üzerine
yine bu olayı bir model ile açıklama gereksinimi duyuyorum. Belki sıkıldınız
ama yine beden eğitimi öğretmenimizi sahneye davet edeceğim. Evet düdüğüde
ağzında, hatta çaldı bile. Fakat ters giden birşeyler var. Öğrenciler farklı
yönlere bakan ufak kümeler halinde sıralandı. Taneler ve tane sınırları bu
modelle açıklanmıştı. O da neyin nesi?
Küçük grupların içerisinde durmaması gereken yerde iri yarı adamlar var. Bunlar
kim yahu? İşte o iri yarı adamlar, öğrencilerden hacmen büyük olduklarından
öğrencilerin düzenini bozmakta. Olmaması gereken yerlerde duruyorlar. Fakat çok
büyük bir faydaları da mevcut. O küçük grubun içerisinden bir öğrenciyi çekip
almaya çalışırsanız, bu iri kıyım adamlar bu durumdan hiçte hoşnut olmayacak ve
öğrenciyi size vermeyeceklerdir. Yani kaymayı engelleyeceklerdir. O adamlar
metaller içerisindeki safsızlıklar olarak nitelendirilebilir.
·
Kristal
Kusurlarının Uygulamadaki Yeri
Tel çekme, haddeleme, dövme gibi
işlemleri hemen hemen her mühendis adayı duymuştur. Peki neden tek parça dökmek
varken, talaşlı imalat varken tel çekme veya haddeleme kullanılır?
Bu sorunun cevabı çok acıktır.
Metalik malzemelerde plastik şekil değişimi için büyük miktarda enerji
gereklidir. Haddeleme ve tel çekme esnasında yüksek enerji kullanıldığından,
malzeme üzerinde oluşan gerilim,
malzemenin plastik şekil değiştirmesine sebebiyet verir. Plastik şekil
değişimi bildiğiniz üzere, geri kazanımı imkansız bir şekil değişimidir ve
kalıcıdır. Çünkü, PSD esnasında dislokasyonlar - kusurlar- ve atomlar kayarak
yer değiştirmiş ve sizin verdiğiniz enerjiyi bu hareketlerine harcamış bir
kısmınıda ısıya dönüştürüp atmosfere salmıştır. Yani termodinamiksel olarak
geri kazanımı mümkün değildir. Haddeleme ve tel çekme esnasında gelişen bu
olaylar sonucu, dislokasyon kümeleri oluşur. ( Ayrıca Bkz: Cottrell Atmosphere)
Bu dislokasyon kümeleri, malzemenin üretim esnasında kasti olarak oluşturulur
ki, malzemeni kullanım esnasındaki aşırı yüklenmelerde atomları kayarak plastik
şekil değişimine sebebiyet vermesin.
Okan Gençoğlu
Malzeme Bilimi ve
Mühendisliği Öğrencisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder