TERMODİNAMİK
Bu yazımda termodinamik ve
temellerini anlatacağım.
İnsanoğlu ilkel çağlardan beri her işini kendi kas gücüyle
veya hayvanların kas gücüyle yapmıştır. Sanayi devriminin ardından makineleşme
yüksek bir ivmeyle günümüze kadar sürmüştür. İlk olarak gelişen sektör,
taşımacılık ve özellikle de gemicilik alanıdır. James Watt’ın buharlı motoruyla
başlayan bu serüven, günümüzde yüksek teknolojiye sahip içten yanmalı motorlar
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Isıda bir enerji formudur. Bu
enerjiyi bir mekanik sistemle iletebilirseniz güç elde etmiş olursunuz.
Öncelikle termodinamiğin ve terimlerin tanımlarını yapmalıyız.
- Termodinamik Nedir?
Termodinamik,
ısının ve bu ısıdan gücün üretimini inceleyen bilim dalıdır.
Isı, bir enerji formudur. Elektrik, kimyasal, nükleer,
mekanik, fiziksel olarak açığa çıkabilir veya depolanabilir. Genellikle
tersinmez davranıştadır.
Sıcaklık, maddenin tuttuğu ısıdan
dolayı gözlenen bir özelliğidir. Diğer bir deyişle, moleküllerin ortalama
kinetik enerjisi yani bir ısı yoğunluğudur.
Termodinamikte kabaca iki tür
sistem incelenir. Bunlar açık ve kapalı sistem olarak tanımlanır.
Açık sistem, kütle ve enerji
transferinin aynı anda gözlemlendiği sistemlerdir. Yani bir ısı tesisatı örnek
verilebilir.
Kapalı sistem ise, kütle transferine
izin verilmeyen, sadece enerjinin aktarıldığı sistemdir. Kapalı bir
piston-silindir düzeneği örnek verilebilir. (Bkz : Stirling Engines)
- Termodinamiğin Sıfırıncı Yasası
Traji-komik bir şekilde sıfır
denmesinin sebebi, 1. yasanın yayımından sonra yasalaşmasıdır. Fiziksel yorumu
ise, “Eğer iki sistem arasında ısı,enerji akışı olmuyorsa, o iki sistem
termodinamiksel dengededir denir.” şeklindedir. Çok temel bir fiziki bilgidir.
Nicelik veya nitelik yönünden bir açıklama getirmez.
- Termodinamiğin Birinci Yasası
Termodinamiğin yayımlanan ve
yasalaşan ilk yasasıdır. Nicelik yönünden bir açıklama getirir. Fiziksel yorumu
“Bir sisteme aktarılan enerji, farklı formlara dönüşebilir. Katiyen yok olmaz
veya yoktan var olmaz.” şeklindedir. Matematiksel gösterimde ise,
Q-W = m(u2-u1) = m.Cv.dT veya Q-W
= m(h2-h1) = m.Cp.dT olarak gösterilir.
Bu eşitlikle, Q sistem içerisine transfer edilen veya
sistemden atılan ısıdır. W ise, sisteme verilen veya sistemden alınan iştir.
Tüm bu enerji akışının toplamı kapalı sistemlerde iç enerji değişimine, açık
sistemlerde ise entalpi değişimine eşittir,eşit olmak zorundadır. İşte bu
eşitlik zorunluluğunun temeli birinci yasadır.
- Termodinamiğin İkinci Yasası
Birinci yasanın açıklamış olduğu
enerji eşitliği mecburiyeti, ideal şartlarda, harcanan tüm enerjinin işe
gitmesidir. Fakat gerçekte böyle bir durum söz konusu değildir. Bir sistemin
harcadığı tüm enerji işe gitmemektedir. Gerçekteki entropi kavramı ve işin
kalitesi yani niteliği ikinci yasa ile açıklanmaktadır. Fiziksel yorumunda,
“Hiçbir ısı makinesi, tek bir kaynaktan ısı çekerek veya tek bir kaynağa ısı
atarak çalışamaz. Mutlaka iki ısı deposu arasında çalışmalıdır” denmektedir.
Aslında burada, bir
piston-silindir düzeneğinin sadece ısı alarak bu ısının tamamını işe dönüştüremeyeceğini
anlatılmaktadır. Bu sistem mutlaka aldığı ısının bir kısmını tekrar dışarı
atacak veya entropisini arttırmakta kullanacaktır. Entropi artışı ne kadar
fazla olursa, işin kalitesi –niteliği- düşer. İşte ikinci yasa bunu
anlatmaktadır. Matematiksel olarak iki adet gösterimi mevcuttur.
Açık sistemlerde Gibbs Serbest
enerjisi bir sistemden alınabilecek maksimum enerji olarak tanımlanır ve şu
şekilde gösterilir, “dG = dH – T.dS” Bu
ifadeden de anlaşılacağı gibi üretilen entropinin ilgili sıcaklıkla çarpımı,
entalpiden çıkarılır –enerji kaybı- ve geriye kalan net enerjidir. Bir
sistemden maksimum dG kadar enerji çekilebilir.
Kapalı sistemlerde ise, Helmholtz
enerjisi o sistemden alınabilecek maksimum enerji olarak tanımlanır ve şu
şekilde ifade edilir, “dA = dU – T.dS” Kapalı bir sistemin verebileceği
maksimum enerji, Helmholtz kadardır.
- Termodinamiğin Üçüncü Yasası
Üçüncü yasa ise, mutlak sıfıra (0
K ) yaklaşıldığında entropinin bir sabite gittiğini belirtir. Entropinin sabite
yaklaşması matematiksel “S = W . lnK” olarak ifade edilebilir. Mükemmel kristal
olmayan malzemelerde, tüm hareketler sıfıra inmiş olsa dahi, kristalite
olmadığından hala bir düzensizlik mevcuttur. Bu yüzden entropi bir sabite
gitmektedir.
- Entropi Nedir?
Entropi, düzensizlik derecesi
olarak tanımlanabilir. Termodinamiğin 2. yasası ile sistemlerin nitelik
bakımından incelenmesine olanak verilmiştir. Kimyasal dengenin sağlanması için,
tepkimenin reaktifler veya ürünler taraflarında -karşılıklı olarak- mutlaka minimum enerji ve maksimum
düzensizlik eğilimi olmalıdır. Eğer bu iki durumdan birisi sağlanmaz ise,
sistem bu durumu sağlayana kadar bir yöne kayacaktır ve sonuçta dengeye
gelecektir. Bu kurala Le’ Chatelier prensibi denir.
Entropinin tanımını yapmak
gerekir ise, kafamda kurguladığım bir modeli aksettirmem gerektiğini
düşünüyorum.
Farz edin ki, bir depo benzininiz
var ve bunun tamamı 100 MJ enerji içermekte. Belirli bir hız ile belirli bir
süre gittiğinizde bu enerjiyi kinetik enerjinize ve sürtünme işine transfer
edeceksiniz. Bir süre sonra benzininiz bittiğinde ve aracınız durduğunda, ne
kinetik enerjiniz vardır ne de benzininiz. Benzin, çoğunlukla oktandan oluşur.
Oktan molekülünün içerisindeki kimyasal bağlarda depolanan enerji,motorun
içinde açığa çıkar ve bir kısmı ısıya bir kısmıda mekanik işe dönüşür. Bu
esnada oktana göre daha küçük olan karbondioksit ve su açığa çıkar. Yani hem
daha kararlı olan –enerji bakımından düşük enerjiye sahip- hem de daha düzensiz
olan –bir oktan molekülünden sekiz karbondioksit molekülü oluşur- karbondioksit
ve su oluşur. Hem minimum enerji, hem de maksimum düzensizlik sağlanmış olur ve
entropi artar. Artık elinizde ne yakıtınız vardır ne de enerjiniz. Tüm
enerjiniz ısı olarak atmosfere karışmıştır. Ayrıca, moleküllerinin arasında
enerji depolamış oktanda çok daha küçük moleküllere yıkılmış ve oda atmosfere
karışmıştır. Kütle ve enerji korunumu gerçekleşmişken, elinizde elde edilebilir
iş veya enerji kalmamıştır. İşte bu durum entropinin tanımlanmasını
kolaylaştıracak bir model olabilir.
Elinizden düşen bir yumurtanın,
yüksekliğinden ötürü kazanmış olduğu bir potansiyel enerjisi vardır. Bu
enerjinin neredeyse tamamı yumurtanın dağılmasına aktarılır. Varsayınız ki,
elinizden düşen bir yumurtanın, hemen düşmeden önce 100 J enerjisi olsun.
Yumurta kırıldıktan sonrada yerde ne yumurtanın düzenli hali vardır ne de o
potansiyel enerjisi vardır. Yani hem maksimum düzensizlik hem de minimum enerji
şartı sağlanmış olur. Evrenin dengesi bu iki prensip üzerine kurulur.
Genellikle entropinin artmasıyla tüm enerjiler ısıya dönüşür ve evrende serbest
hale geçer. Siz tekrar 100 J enerji verseniz dahi o yumurta eski haline
gelmeyecektir. İşte bu geri kazanılamayan enerjiye tersinmez durum denebilir.
Yine varsayınız ki, elinizde içerisinde
hava bulunan mükemmel bir piston-silindir düzeneği olsun. Sürtünmelerin
olmadığı ve gazında ideal olduğu kabul edilsin. Bu düzeneğe uygulanan bir
kuvvetle, gaza bir iş verilir ve gaz bir enerji depolar. Kuvveti
kaldırdığınızda bu enerjiyi size iş olarak tekrar verecektir. Eğer verdiğiniz
işin tamamı alabiliyorsanız –ancak sistem ideal olduğunda bu olay mümkündür- bu
sisteme tersinirdir denir. Carnot, keşfettiği çevriminde de adyabatik tersinir
genleşme kullanmıştır. Carnot çevrimi,
ideal bir çevrimdir ve bir sistemden alınabilecek maksimum verimi
tanımlar. İzo-entropik –eş entropili, entropi oluşturmadan- olarak
gerçekleştirilen sistemlerde kayıp olmayacağından verim maksimumdur.
- Kapalı Sistem Analizi
Kapalı sistemlerde, sistemin iç
enerji değişimi üzerinden hesap yapılır. Herhangi bir sınır veya akış işi
yapılmadığında iç enerji önemlidir. “U” ile sembolize edilir. Termodinamiğin
birinci kanununda “ Q-W = m (u2-u1) “ şeklinde tanımlanır. Bu tip bir
çözümlemede sistem, mükemmel sistem olarak düşünülür. Verilen işin veya ısının
tamamının iç enerji değişimine gittiği veya iç enerji değişiminin tamamının iş
olarak alındığı düşünülür. Enerji korunumuna uygun bir enerji dönüşümü
görülürken, termodinamiğin ikinci kanununca bu sistem mümkün değildir. Yani
nitelik bakımından incelediğinde, gerçek sistemlerde iç enerji değişiminin
tamamından iş elde edilemeyeceği çok barizdir.
Kapalı sistemlere örnek olarak,
kapalı piston-silindir düzenekleri verilebilir.
- Açık Sistem Analizi
Açık sistemlerde, sistemin
entalpi değişimi üzerinden hesap yapılır. İç enerji değişiminin üzerine, bir
akışkan tarafından yapılan sınır işi (P.dV) de ilave edilir. “H” ile sembolize edilir. Termodinamiğin
birinci kanununda “ Q-W = m (h2-h1) “ şeklinde tanımlanır.
Kapalı sistem analizinde açıkladığım gibi,yine bu tip bir
çözümlemede sistem, mükemmel sistem olarak kabul edilir. Yine enerji korunumu
mevcuttur fakat nitelik bakımından olay gerçekçi olarak ele alınmamıştır. Yani
çözümde entropi gerçeği göz ardı edilmiş ve alınan işten çıkarılmamıştır. Yani
verim maksimum kabul edilmiştir.
Açık
sistemlere örnek olarak, akış işi olan bir tesisat veya genleşen bir balon
verilebilir.
Sizleri sıkmamak için, Carnot
çevrimini bir sonraki yazımda anlatacağım. Takipte kalın, kendinize iyi bakın.
Okan Gençoğlu
Malzeme Bilimi ve
Mühendisliği Öğrencisi
Mühendisliği Öğrencisi
Güzel kardeşim emeğine sağlık, çok teşekkür ederim...
YanıtlaSil